11.1.13

SON MEKTUP...



Sen bu satırları okurken, ben senden vazgeçmiş olacağım… Sen bunu hissetmeyeceksin bile…  Önceleri;  acısız, tasasız ve kolay olacak senin için beni kaybetmek…
Sen bu satırları okurken, ben, sırf senin olduğun o dünyaya veda etmiş olacağım… Kendinle baş başa kaldığında anlayacaksın bir boşlukta boğulmanın yalnızlığını…
Sen bu satırlara bakarken, ben başka bir dünyanın kadehine dalmış, yudumladığımız yalanlardan çoktan vazgeçmiş ya da vazgeçirilmiş olacağım… Ve bir suçlu aramayacağım…
Sen bu satırların içine dalıp giderken, bir şarkı zorla dinletecek kendini sana… Pişmanlık kokan o şarkıda fark edeceksin en güzel satırların kıymetini bilemediğini… Sana yazılmış, sana adanmıştı hepsi…
Sen bu satırların içinde boğulurken, ben yaptıklarımdan pişman olacağım… Sen ise asla yapamayacaklarından… Bir kabus çökerse içine, bil ki kendinle başlayan hesaplaşmandan… O zaman hiç bir şeyin fayda edemediği anların da olduğunu öğreneceksin…
Sen bu satırlarla dost olacaksın… Ben ise kalan ömrüne bir iz bırakabilmiş olmanın sahte mutluluğuyla,  peşinden koşan kalbimle yarışa girmiş olacağım… Bu düşmanlık hiç bitmeyecek…
Bu satırları iyi oku… Beni sana en iyi onlar anlatır çünkü… İnsan kendi gibi sanır herkesi… Ve bazen yanılır… Her yanılma bir cezadır… Bir anlamı olmalıdır yaşanılanın, oku ki anlayasın… Veda etmek zorunda hisseder  insan bazen kendini… En keskin hoşçakal’ım bu satırlarda gizli… İyi oku bu satırları…
Sen bu satırlarla ölürken, ben hüznünden sıyrılmış küçük bir kız çocuğu gibi, gözyaşlarımı kendi  ellerimle temizlemiş olacağım…
Ben giderken, sen bu satırları henüz okumamış olacaksın…
Okurken bir şeyin farkına varacaksın; sen bu satırlarla yaşlanacaksın…
Aramızdaki fark ne olacak biliyor musun?
Sen okuduklarını  asla unutamayacaksın, ben ise yazdığımı bile hatırlamayacağım…



Hiç yorum yok: