28.6.12

YANGIN YERİ

Bir buruk yangın yeri...
Uzunca yılların ortada kalmışlığının çığlıkları var seninle aramizda.
Başka aşklardan, başka hayatlardan birbirimize kalmışlığımız ve bilmeden birbirimize sığınışlarımızı sadece ikimiz görebiliyoruz...
Yangın yerinden sarılarak çıkan iki yakınız... Oyle duman... Oyle is...
Göz gözü görmezken, birbirimize doğru koşuyoruz...
Ellerini uzatsan tutamam, biliyorum... Yine de ellerini özlüyorum...   
Gözlerini benden her kaçırışında duyabiliyorum "keşke"lerini...
Benimki bakmak degil, seyretmek seni...
Bitmesin diyorum seyrederken, gitmesin hiç..
Bir balıkçı kahvesi dinginliği gibi ezberlemek seni...
Eksik, yarım kalmış, hic gelmeyecek bir gideni bekleyen...
Bir imkansız... Bir geri dönüşü olmayan... Bir geç kalınmışlık... Bir yaşanamamışlıksın içimde...
Sana bakınca vedalar diziliyor gözlerimin önune...
Başlamadan bitmeye yüz tutmuş bir aşk hikayesisin... Öyle eksik... Öyle pişman, öyle imkansiz...
Gel desem, gideceksin biliyorum...
Gelsem, git diyeceksin birgün...
Gelsen, o kadar geç kaldın ki...
Araya hayatlar, araya imkansızlar girdi...
Biz seninle "biz" olamayacak iki ayrı..
Biz seninle ,yangından kaçarken bir anda geri dönmek zorunda kalan iki yakın...
Öyle mecbur... Öyle borçlu...
Uzak kalmalı...
Ayrı durmalı...
Başka hayatları kurtarmalı...
Belki de"Biz"i unutmalı...

20.6.12

"MIŞ GİBİ"

Üzerinden yazlar geçmiş bir aşkın şarkısındayım bu gece...
En yarım kalmış, en özlenen ve en yaralamış nakarata sahip o şarkı...
Her melodisinde burnumun direğini sızlatan...
Bir kaçışı hatırlatan...
İmkansızlığın şarkısı...
O aşkın şarkısı...
En aşk...
Sebepsiz sualsiz teslim olduğum...
Asla dediğim... Keşkelerle kaldığım...
Ellerimde yırtılmış anılarla ortada bırakıldığım...
"Mış gibi"m...
Bir trafik ışığında, gözlerine öylece bakakaldığım...
Kendimi unuttuğum... Şarkısıyla yıkandığım...
Öteki yarım, asla "olamaz"ım...
Uğruna harflerimi savaşın ortasına attığım...
Bir sabah ezanının sessizliğindeki çığlığım... Kimsesizliğim...
Ne zaman esse o şarkı, bir yolculuğa çıkar anılarım...
Onun şehrine... Onun hayallerine... Onun kimsesizliğine...
Ellerimi ellerinin arasına alır, saklar...
Duyurur sesini...
Bilir ondan sonraki yazların serinliğini...
O şarkı her estiğinde, "o"nu getirir bana...
Özler beni...
Görür, bilir, ısıtır yine ellerimi...
Geri döner en kuytu pişmanlıklar geldikleri hatalara...
Gerçek gibi...
Bakar gözlerime, ısınırım yine...
Yanımdaymış gibi...
Bulutlar hala masal anlatırmış gibi...
Sanki "o yaz"mış gibi...
"Mış"gibi...