20.9.11

SEN UYURKEN

Sen uyurken, ben seni izledim... Dinledim... Duydum seni... Baktim, seyrettim... Her seyini merak ettim... Bir suru soru sordum sana... Bir suru cevap verdin... Nefes alisini dinledim... Ellerinin cizgilerine baktim... Korktum kisa olmalarindan, bu dunyadan benden once ayrilmandan... Kirpiklerine dokundum sen uyurken... Saclarinin butun ayrimlarinda gezdirdim yuregimi... Kalbinde kac askin attigini dinledim... Kesik kesikti butun sesler... Derinlerden bir aci duydum yureginde... Korktum o sesten, uyandirmak istedim seni... Kiyamadim... Kokunu icime isledim sen fark etmeden... Hangi tarafa donsen daha huzurlu uyursun diye dusundum... Bana dogruydu butun uykularin... Agladim... Bana kac defa sarildigini gormek istedim... Uyumadim... Alistim sana... Gozlerini ilk bana acmani bekledim... Sen uyurken, seni cok ozledim...
Ipek sindel

11.9.11

BORC

'Senin canini kim acitti bu kadar' diye sordu.. Caninin acimasi ne demekti, yasamis olmaliydi diye dusundum.. O da bir yerlerinde kabuk tutmus yaralar barindiriyor, uzak hatiralarin yanindan gecip gecip o da ellerini uzatamiyor, dokunamiyor olmaliydi. Bana her baktiginda iyile$tiriyordu yaralarimi. Her baktigimda daha yakin oluyordum ustu kapali yaralarina. Hem beni anliyor, hem de kaciyordu sanki... Ona bakmanin, canimin acilarini daha cok arttiricagini bilmiyordum. Yaralarimi; yeni ve daha derinlerini acmak icin iyilestirdigini, aslinda kendine bir yer edinmek icin beni hayata dondurdugunu gormuyordum. O kadar icime islemisti, o kadar ariyordum ki bana sordugu sorularin sebeplerini, kor olmustu gozlerim...
Sonra... Bir anda cekti bakislarini benden... Bikti sorduklarindan... Kanatmaya basladi... Soyledikleriyle, vazgectikleriyle... Sordugu soruya cevap olmak istedi... Ve ne yaptigimi bile soylemeden, beni olumume terk etti... Artik yaralarima ortakti... Farkinda degildi belki, ama ortada belli ki bir borc vardi... Odendi, supuruldu, unutuldu.
Ipek sindel
11.09.11

6.9.11

MASAL

puslu bir eylül gecesinden ertesi sabaha geçişlerdeydik…
dumanlı ve hoş kokulu bir karanlıkta söylendi, gözlerimle gözlerinin buluştuğu masalın ilk bir varmış bir yokmuşları…  
gözlerin bir intiharın ardından yapılan ilk müdahaleydi…
bundan sonrası hastaya kalmıştı…
keşke sadece bakıyor olsaydın diye düşündüm bir an…
o koca bir hayat gizlemişliğin yok muydu…
her bakışında içim biraz daha eksiliyordu…
Gece gibiydin…
seni seyre dalarken, gördüğüm bütün rüyalar aklımda kalıyordu…
saplanıp benliğimin en ücra köşelerine, içimde duruyordu…
gözlerin intihara teşebbüsümdü…  
gözlerin gözlerime her değdiğinde, daha çok teslim oluyordum…
bütün kalelerimi kaybederken bir bir, bildik bir bestedeydi savunmasızlığım…
bir cinayet, bir savaştı bakışmalarımız…
puslu bir eylül gecesinden aydınlığa geçmişti masalımız…
gece pes etmişti…
gözlerinse hala masal anlatır gibiydi…