25.5.12

KANDİL SİMİDİ



Sensiz geçen ilk kandil…

Zorla yedirdiğin, yemediğimiz zaman hüzünlendiğin o susamlı kandil simitleri yok artık…

Olsa da senin elinden yemeyince o kadar anlamsız ki…

Ne zaman görsem, sen kokarlar hala…

Giderken onları da yanına almışsın sanki…

Aslında çok şey seninle birlikte gitmiş…

Ya da sen varsın diye bizimlelermiş…

Ardından bıraktığın kocaman boşluğa dalıp dalıp gidiyoruz şimdi..

Bir sürü özlem, bütün keşkeler hücumda…

Keşke daha çok sarılsaydım, daha çok yatsaydım dizinde…

Keşke daha bir çekseydim kokunu içime…

Gittiğin yerlere birazcık götürdüysen yanında beni,

Seni buralarda çok özlediğimi bil…

Yokluğun öyle zor, öyle soğuk ki…

Ne eskisi gibi olabildi gökyüzü, ne de o şarkıyı duyabildim bir daha…

Sen gittiğinden beri yağmurum hiç dinmedi…

Kimse sana benzeyemedi…

Hiçbir sarılma seninkinin yerine geçemedi…

Bütün masallara küsüm şimdi…

Ve hiç kandil simidi yemedim…














4.5.12

UNUT GİTSİN


Bir aşkın en büyük düşmanıysa pişmanlık…

yaşadığın o anların ardından, sana kalan pişmanlıksa eğer, aşk yenik düşmüştür…

o her şeyini bağışladığın büyük sevda ağlıyordur artık…

bir köşede tek başına yüzleşirken aslında yanlış olanlarınla, özür dilersin kendinden…

aşk için…

bir daha aşık olabilmek için…

Şimdi dolunay; bu kadar davet ederken seni yanlışa…

bunca yakmışken bütün ışıklarını…

öyle uzaktadır ki o pişmanlıklar aşka dair…

bütün özürler unutulmuş…

onca pişmanlık yaşanmamış…

Her şey aşk için…

Her şey aşka dair…

Razıysan yine aşık olmaya, o özlediğin pişmanlıklara, dön sırtını bütün yaşanmışlıklarına…

Unut gitsin…

Dolunay hala burada…